Kutlama programı 28 Ekim’de çelenk sunma töreni ile başladı. Vali Numan Hatipoğlu ve Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu, Atatürk Anıtı’na çelenk sundu.
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlamaları etkinlikleri kapsamında Vali Numan Hatipoğlu, makamında tebrikleri kabul etti.
Cumhuriyet Meydanı'nda gerçekleştirilen bayram kutlamaları, Vali Numan Hatipoğlu ve Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu’nun törene katılan askeri birliklerin, emniyet müdürlüğü motorlu kıtalarının, öğrencilerin, esnaf birliklerinin, motosiklet gruplarının ve halkın bayramını kutlaması ile başladı. Ardından saygı duruşu ve Belediye Bandosu eşliğinde İstiklal Marşı’mızın söylenmesiyle devam etti.Törende Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı mesajı okundu.
Daha sonra Vali Numan Hatipoğlu, günün anlam ve önemini belirten konuşmasını gerçekleştirdi. Vali Numan Hatipoğlu, konuşmasında şunları kaydetti.
Sayın milletvekilleri, kıymetli Tokatlılar, değerli mesai arkadaşlarım, sevgili öğretmen ve öğrenciler; Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümü kutlama törenlerine hoş geldiniz.
Aziz şehitlerimizin vatanlaştırdığı bu kutsal topraklarda sizlerle bu büyük millet bayramını kutlamak ömrümce tadabileceğim en büyük övünçlerden biridir. Bu gün 100. yılını sevinçle, coşkuyla ve bir o kadar da gururla idrak ettiğimiz Cumhuriyet Bayramı milletimiz ve milletimizin soluğuna muhtaç olan insanlık için iyiliklere, esenliklere, güzelliklere vesile olması adına kutlu olsun.Büyük Türk Milleti kurduğu son imparatorluk olan Osmanlı İmparatorluğu eli ile 3 kıtada 600 yıl boyunca barışın ve huzurun hakim olmasını sağlamıştı. Ancak 19. yüzyılınsonlarına gelindiğinde dünyada ortaya çıkan gelişmelere uyum sağlayamayan bu büyük devlet
son yüzelli yılın her anında büyük sorunlarla, savaşlarla ve isyanlarla daha doğrusu ihanetlerle uğraşmıştır.
İşte böyle yıkıcı bir savaşın sonrasında milletimize Sevr paçavrası imzalatılmaya kalkışılmıştır. Ancak milletimiz ne kadar zor ve çetin şart altında olursa olsun hiçbir dayatmayı kabul etmeyecekti. İstiklal Marşı şairimizin dediği gibi “Yumuşak başlı isem kim demiş uysal koyunum / kesilir belki fakat çekmeye gelmez boynum” diyerek hiçbir boyunduruk altına girmeyeceğini Gazi Mustafa Kemal’in başlattığı istiklal mücadelesi ile tüm dünyaya göstermiştir. Anadolu’nun emperyalist devletlerce işgal edilmesine ve parçalanmasına ramak kala Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal ve silah arkadaşlarının önderliğinde yeni bir diriliş destanı yazılmaya başlanmıştır. Bu aziz kadro koca imparatorluk kucaklarında can verirken dünyaya meydan okuyarak ben yok edilemem, teslim alınamam demiştir. Kurtuluş savaşı öyle bir destandır ki etkisi sadece milletimiz bakımından değil esaret altında inleyen, sömürülen mazlum milletler için de bir bağımsızlık kıvılcımının yanmasını sağlamıştır. Hindistan’ın, Pakistan’ın, Malezya’nın, Cezayir’in ve daha pek çok ülkenin bağımsızlık mücadelesi işte bu kaynaktan beslenmiştir. Dün Tüm dünyaya emperyalizmin karşısında nasıl durulacağını gösteren aziz milletimiz, bugün insanlığın adeta öldüğü Gazze’de Filistinlilere İsrail tarafından uygulanan katliama sessiz kalmayarak bir kez daha dünyaya barışı ve adaleti Sayın Cumhurbaşkanımızın öncülüğünde haykırmaktadır. Aziz Atatürk ve silah arkadaşları hem düşman işgaline karşı savaşırken hem de inandıkları bir ideal olan cumhuriyet idealinin kalplerde yeşermesi için uygun ortamı hazırlamaya çalıştılar. Büyük Önder; yeni devletin yönetim şeklinin millet egemenliği esasına dayalı bir yönetim şekli olan cumhuriyet olması gerektiğine inanmakta idi. Zaten bu fikrini pek çok arkadaşı ile de paylaşmıştı. Atatürk ; “Ben yaşamak için mutlaka bağımsız bir milletin evladı olarak kalmalıyım. Milletime dost olanlara güvenirim. Ancak benim milletimi esir etmek isteyen her hangi bir milletin de bu arzusundan vazgeçinceye kadar amansız düşmanıyım.” demiştir.
Kurtuluş Savaşı’mızın başlangıcında kurulan meclisin adının “TBMM”, hükümetin “TBMM Hükümeti” ve kurulan ordunun da “TBMM Orduları” olarak isimlendirilmesi onların millet egemenliğine ve cumhuriyete olan gönül bağını göstermektedir. Kurtuluş Savaşı’mızın hemen ardından büyük önder ve arkadaşları cumhuriyete giden yolu engelleri birer birer ortadan kaldırarak açtılar;Cumhuriyet binlerce yıllık bir geçmişi bulunan ve yönetenlerin din, kan, asalet veya başkaca bir dünyevi olmayan bir esasa bağlı kalınmaksızın belirlendiği bir yönetim sistemidir. Cumhuriyet üç önemli sacayağına sahiptir ve ancak bunların bir arada bulunması ile çağdaş, modern ve demokratik bir kimlik kazanır. Bunlar demokrasi, laiklik ve insan haklarına saygılı bir yönetimdir. İşte bu ilkeler cumhuriyeti anlamlı ve eşsiz kılmaktadır. Millet egemenliğini temel alan cumhuriyetimiz, devlet ile vatandaş arasında bir vatandaşlık bağı oluşturmuş, vatandaşlar arasında eşit yurttaşlığı sağlayarak, herkese ülke yönetimine katılma ve ülkenin geleceğini belirleme hakkını vermiştir. Böylece, cumhuriyetle birlikte kendi kendini yöneten ve aynı zamanda yönetime gelebilme hakkına sahip etkin vatandaşlar yetiştirilmiştir. Demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olmak her yurttaşını kanunlar önünde eşit ve temel insan hakları noktasında güvence altında yaşatmak demektir. Bu yönetim içinde insanların dini inanışları ve yaşam tarzları da devlet tarafından korunmaktadır. Hak ve özgürlükler ancak diğer yaşayanların hak ve özgürlüklerinin ihlali halinde kısıtlanmaktadır.Türkiye için sadece bir yönetim şekli değil, aynı zamanda tarihimizin en kapsamlı çağdaşlaşma hamlesi olan cumhuriyet, getirdiği açılımlarla Türk insanının ufkunu genişletmiş, ekonomik, sosyal ve siyasal hayatımız görülmemiş bir dinamizm kazanmıştır. Cumhuriyeti ayakta tutan yegane kuvvet; milletin kendisidir. Türk milleti, cumhuriyeti benimsemiş ve bütün değerlerine sımsıkı sarılmıştır. Ulu önder “cumhuriyet en çok kimsesizlerin kimsesidir” diyerek cumhuriyetin ne demek olduğunu ifade etmektedir.
Kıymetli Tokatlılar, Sevr idealini asla unutmayan batı 100 yıllık cumhuriyet tarihimizde doğrudan çatışmaya yaklaşamayıp bunun yerine taşeronlarını kullanmıştır.
1974 öncesi Kıbrıs üzerinden Rumları masum ve korumasız milletimizin üzerine kışkırttılar. Kıbrıs Barış Harekatıyla batı ve taşeronları gerekli cevabı aldılar. Hala
sindiremedikleri bir darbe yediler. Yıllarca ermeni terör örgütü asala yurt dışında diplomatlarımızı şehit etti. 1980 öncesi kardeşi kardeşe kırdıran anarşi belasını desteklediler. Sonrası asala ile istediği desteği bulamayan küresel zalimler bu sefer Türkiye’nin başına PKK terörünü musallat ettiler. 40 yıla yakındır beşiklerde bebekler öldürüldü. Pırıl pırıl yürekli Aybüke öğretmenler, Necmettin öğretmenlere kurşun sıkıldı. Halk canından bezdirildi. Amaç Türkiye’yi yolundan
döndürmekti. Başaramadılar. Başaramayacaklar!
15 Temmuz’da aynı güçlerin devşirdiği mankurtlar milletimizin silahını millete doğrulttular. Kayıplar verdik. Şehitlerimiz oldu ancak yine amaçlarına ulaşamadılar. Asla! Başaramayacaklar!
Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın riyasetinde 2023 hedefine ulaşmış olup, 2053 ve 2071 hedeflerine doğru emin adımlarla ve güçlü bir şekilde yürümekteyiz. Ebed müddet büyük milletimiz ve devletimiz gerçekleştirmeye çalıştığı ilerleme ve çağdaşlaşma mücadelesini muhakkak başaracaktır. Geleceğimizin teminatı sevgili çocuklar ve gençler sizler bizlere emanet edilen ve şehitlerimizin kanları ile yoğrulan ve ebedi Türk yurdu olan güzel vatanımızı bir gül bahçesi yapmak ve muasır medeniyet seviyesine çıkarmak için çok çalışmalı ve gayret göstermelisiniz. İzleyeceğiniz yol Atatürk’ün gösterdiği çağdaş uygarlık yoludur ve kalbinizde sürekli artmasını dilediğim vatan sevgisidir muhtaç olduğunuz kudret damarlarınızdaki asil kandadır. Cumhuriyet projesi tüm engelleme çabalarına rağmen muvaffak ve muzaffer olmuştur. Cumhuriyetimiz ebedi Türk vatanı üzerinde ay yıldızlı al bayrağın gölgesinde milletimize hizmet ederek sonsuza dek yaşayacaktır.
Bize insanca yaşayabildiğimiz demokratik ve laik cumhuriyet Türkiye’sini hediye eden büyük önder Atatürk’ü, O’nun kahraman silah arkadaşlarını, kanlarıyla son Türk yurdu olan Anadolu’yu ebedi olarak bize yurt yapan şehitlerimizi ve gazilerimizi sonsuz gönül borcu, şükran ve rahmetle anıyorum. İlimiz adına kendilerine şükranlarımı sunuyorum. Ruhları şad olsun.
Değerli Tokatlılar, çalışma arkadaşlarım, kıymetli öğretmenler ve sevgili öğrenciler hepiniz adına 100. kuruluş yıl dönümünü kutladığımız cumhuriyetimize ve devletimize bağlılığımızı ifade ediyorum. 100. yıldönümünü kutladığımız Büyük Millet Bayramı hepimize kutlu olsun.”
Tören, okunan şiirler, halk oyunları gösterileri, Gaziosmanpaşa Lisesinin "Şanlı Zaferin 100. Yılı” adlı gösterisi ve resmi geçit töreni ile sona erdi.
Törene Vali Numan Hatipoğlu ve eşi Ayfer Hatipoğlu, Tokat Milletvekileri Cüneyt Aldemir, Kadim Durmaz, Belediye Başkanı Eyüp Eroğlu, 48. Piyade Eğitim Alay Komutanı Salih Çetintürk, İl Emniyet Müdürü Adnan Armağan Erdoğan, İl Jandarma Komutanı Sabri Küyük, Vali Yardımcılarımız, protokol mensupları, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı.
Cumhuriyet Bayramı Kabul Töreni Düzenlendi
Tokat Valiilği ev sahipliğinde Cumhuriyet Bayramı kabul töreni düzenlendi.
Kabul töreninde Vali Numan Hatipoğlu ve eşi Ayfer Hatipoğlu, programa katılan davetllileri karşılayarak Cumhuriyet Bayramları’nı kutladı.
Vali Hatipoğlu yaptığı konuşmada, zorluklar içerisinde büyük bir mücadeleyle Cumhuriyeti kuran Gazi Mustafa Kemal Atatürk başta olmak üzere silah arkadaşlarını tüm şehitlerimizi ve gazilerimizi şükranla andı.
Cumhuriyet'in 100. yıl dolayısıyla hazırlanan Cumhuriyet pastası kesildi.
Fener Alayı ve Havai Fişek Gösterisi
Cumhuriyetin 100. yılı coşkusu fener alayı ve hava fişek gösterileri ile sona erdi. Kalabalık vatandaş gurubunun katılımıyla gerçekleşen fener alayında Cumhuriyet Meydanı’nda başlayan yürüyüş Hıdırlık KÖprüs’nde son buldu. Kanal Tokat’ta AFAD ekipleri su altı gösterisi yaparken İl Jandarma Komutanlığı tarafından eğitimli köpek gösterisi sunuldu.
Kahramanlık türküleri ve havai fişek gösterileri eşliğinde Cumhuriyet coşkusu hep birlikte kutlandı.